Gezegenimizdeki en sağlıklı gıdalar arasında sayılan ‘Chia’ tohumu ile henüz tanışmadınız mı? Bu tohumlar vücut ve beyin sağlığı için önemli faydalı etkileri olan besleyici gıdalar ile doludur. Chia, bir nane ailesi olan Salvia Hispanica adlı bitkiden Güney Amerika’da elde edilen küçük siyah renkli tohumlardır. Geçmiş zamanlarda Aztekler ve Mayalar için önemli bir besin kaynağı olduğu internette araştırdığınızda karşınıza çıkacaktır.Onlar bu bitkiyi sağladığı uzun süreli enerji yeteneği sebebiyle “Güç” anlamına gelen Maya kelimesi “Chia” ile isimlendirmişlerdir.Chia tohumu ile Boston’dayken tanışan cocobolinho; sütten daha fazla kalsiyum, somon balığından daha fazla Omega-3, ıspanaktan daha fazla demir ve yeşil çaydan daha fazla antioksidan içeren bu besinle herkesin tanışması gerektiğine inanıyor:) . Bu özellikleriyle chia tohumu bağışıklık sistemini güçlendiriyor, metabolizmayı hızlandırıyor,kan şekerini düzenliyor, kolesterole, tansiyona iyi geliyor, bağırsakları temizliyor, enerji veriyor, günlük lif ihtiyacını karşılıyor. Devamı için tıklayın..
23 Aralık 2015 Çarşamba
Chia Pudingi
Gezegenimizdeki en sağlıklı gıdalar arasında sayılan ‘Chia’ tohumu ile henüz tanışmadınız mı? Bu tohumlar vücut ve beyin sağlığı için önemli faydalı etkileri olan besleyici gıdalar ile doludur. Chia, bir nane ailesi olan Salvia Hispanica adlı bitkiden Güney Amerika’da elde edilen küçük siyah renkli tohumlardır. Geçmiş zamanlarda Aztekler ve Mayalar için önemli bir besin kaynağı olduğu internette araştırdığınızda karşınıza çıkacaktır.Onlar bu bitkiyi sağladığı uzun süreli enerji yeteneği sebebiyle “Güç” anlamına gelen Maya kelimesi “Chia” ile isimlendirmişlerdir.Chia tohumu ile Boston’dayken tanışan cocobolinho; sütten daha fazla kalsiyum, somon balığından daha fazla Omega-3, ıspanaktan daha fazla demir ve yeşil çaydan daha fazla antioksidan içeren bu besinle herkesin tanışması gerektiğine inanıyor:) . Bu özellikleriyle chia tohumu bağışıklık sistemini güçlendiriyor, metabolizmayı hızlandırıyor,kan şekerini düzenliyor, kolesterole, tansiyona iyi geliyor, bağırsakları temizliyor, enerji veriyor, günlük lif ihtiyacını karşılıyor. Devamı için tıklayın..
29 Mayıs 2013 Çarşamba
Çileğin faydaları...
Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi çileğin faydaları saymakla bitmiyor. Rengi kokusu ve tadı ile en sevilen meyvelerden biri olan çileğin faydaları da epeyce çok.
Çilekte bol miktarda fosfor ve demir bulunuyor. Bunun yanında B, C ve K vitamini açısından da bir hayli zengin.Çilek vücuda kuvvet verir, damar tıkanıklığını önler ve kolesterolü düşürür. Çok iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendirir. Kansere karşı koruyucu özelliği vardır ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Bağırsak kurtlarının dökülmesini yardımcı olur, kanı temizler, vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştırır.
Diş etlerini güçlendirir, ağız kokusunu giderir. Hollywood yıldızları dişlerine çilekle masaj yaparak dişlerini beyazlatır. Sakinleştirici etkiye sahiptir, stresi azaltır, tansiyonu düşürür, ateşi düşürür. Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır, güzellik katar cilde. Vücutta biriken zehirli maddeleri dışarı atar, damar sertliği ve böbrekteki kum taş gibi rahatsızlıkları önler ve zamanla bunların geçmesini sağlar. İdrar söktürücü özelliği vardır.
Çileğin 100 gramında 37 kalori, 59 mg C vitamini (bu oran limondan bile fazla), 1 mg sodyum, 174 mg potasyum, 21 mg kalsiyum vardır. Çileğin hazmedilmesinin biraz zor olduğu için midesi hasta ve tembel olan kişilerin çilek suyunu tercih etmeleri gerekir.
300 gram çilek yaprağı ve kökü 1 gece ıslatılarak ertesi gün 1 litre suda 20 dakika kaynatılıp çay gibi içilirse mafsal iltihabı, damar sertliği, tansiyon yüksekliği, karında su toplanması, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında, kum ve taş rahatsızlıklarında hastalara fayda veriyor. Çilekte diğer meyvelerde bulunmayan salisilik asit bulunuyor.
Maddeler halinde çileğin faydaları;
· Vücuda kuvvet verir, damar tıkanıklığını önler ve kolesterolü düşürür.
· Çok iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendirir.
· Kansere karşı koruyucu özelliği vardır ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.
· Bağırsak kurtlarının dökülmesini yardımcı olur, kanız temizler, vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştırır.
· Diş etlerini güçlendirir, ağız kokusunu giderir.
· Sakinleştirici etkiye sahiptir, stresi azaltır, tansiyonu düşürür, ateşi düşürür.
· Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.
· Vücutta biriken zehirli maddeleri dışarı atar, damar sertliği ve böbrekteki kum taş gibi rahatsızlıkları önler ve zamanla bunların geçmesini sağlar.
· Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Sindirimi hızlandırmasıyla zayıflamaya yardımcı olur.
· Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır. Çilek püresini haftada bir sütle karıştırıp maske olarak uygulayabilirsiniz.
· Damar tıkanıklığını önler ve kolesterolü düşürür.
· Vücutta biriken zehirli maddeleri dışarı atar.
· Böbrekteki kum taş gibi rahatsızlıkları önler ve zamanla bunların geçmesini sağlar.
· Regl kanamalarını düzenler.
· Vücuda kuvvet verir.
· Romatizmaya iyi gelir.
· Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır. Çilek püresini haftada bir sütle karıştırıp maske olarak uygulayabilirsiniz.
Yazın Nasıl Beslenmeliyiz...
1. Su tüketiminizi artırın, Ortalama yetişkin bir bireyin vücudunun % 55–75 i sudur. Suyun; besinlerin emilim ve sindirim sırasında hücrelere taşınması, kabızlığın önlenmesi, vücut organlarının ve dokularının korunması, toksinlerin vücuttan arındırılması gibi birçok görevi vardır. Özellikle hava sıcaklığı arttığında su ihtiyacımızda artacaktır. Bu nedenle yaz aylarında günlük 2-2,5 lt su içilmesine mutlaka önem verilmelidir. Ancak unutulmamalıdır ki çay, kahve, meyve suyu, asitli içecekler su yerine geçmemektedir.
2. Lifli gıdalar tercih edin, Posa içeriği en fazla olan besin grubu kuru baklagillerdir, bunları sert kabuklu meyveler, tam tahıllı ekmekler, sebze ve meyvelerdir. Bu gibi yiyeceklerin yağ oranının düşük ve kalorisinin az olmasının yanı sıra kolesterolü de düşürücü etkisi vardır. Kabuklu yenen meyveler soyularak yenen meyvelere göre daha çok posa içerir. Her gün en az 1 öğününüzün yanına salata ilave ederek hem vitamin ve lif tüketiminizi artırmış hem de tokluk hissinizin daha çabuk oluşmasını sağlamış olursunuz.
3. Öğünlerinizi atlamayın; sık sık yapılan öğünler, metabolizmanızın hızlanmasına yardımcı olacak ve besinlerin yağ olarak depolanmasını önleyecektir. Metabolizma hızınızı artırmak ve dengeli beslenmek için günde 3 ana öğün, 2-3 ara öğün tüketilmelidir. Öğün atlanarak uzun süre (4-5 saat ) aç kalınmamalıdır.
4. Yağlı besinlerden uzak durun, aşırı yağlı gıdalar, kızartma kavurma yöntemiyle pişmiş yiyecekler, hamur işleri, sucuk, salam, pastırma gibi yiyeceklerden uzak durun. Bu besinlerin yerine ızgara ya da haşlama yapılmış, az yağda pişirilmiş yiyecekleri tercih edin.
5. Güne kahvaltı yaparak başlayın; güne istekli başlama da ve günü daha enerjik sürdürmede sabah kahvaltısı ve içeriği büyük önem taşır. Kahvaltı yapmanız metabolizmanızı % 15–20 oranında artırmaya yardımcı olacaktır ve sizde vücudunuzun erken uyanmasını sağlayacaksınız.
6. Kafeinli içeceklerden uzak durun; Süt, meyve suyu, soda gibi içecekler günlük sıvı tüketiminize yardımcı olurlar. Kahve, çay gibi kafeinli içecekler, kafeinin yüksek diüretik etkisinden dolayı iyi bir sıvı kaynağı değildirler ve su yerine tüketilemezler. Kafein idrar yoluyla vücuttan sıvı kaybına sebep olacağından tüketim miktarı artıkça vücuttan sıvı kaybıda artacaktır. Yaz aylarında sıvı ihtiyacının daha da artacağını düşünürsek kafeinli içeceklerden uzak durmaya çalışın, yerine su tüketiminizi artırın.
7. Yüksek glisemik indeksli gıdalardan uzak durun; beyaz pirinç, beyaz ekmek, patates, makarna, reçel gibi gıdaların glisemik indeks değerleri yüksektir. Bunların yerine tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği ya da kepek unundan yapılmış, glisemik indeks değeri düşük yiyecekleri tercih edin. Diyette bol posalı/lifli besinlere yer vermeye özen gösterin çünkü öğünlerde lif oranı arttıkça glisemik indeks değeri de azalır.
8. Fiziksel aktivitenizi artırın; hareketinizi ne kadar artırırsanız o kadar çok kalori yakarsınız. Gün içerisinde ki aktivitelerinizi artırmaya çalışın. Her gün yarım saat tempolu yürüyüş yapmaya çalışın, yürüyüşlerinizi yemekten 1 saat sonra yapmanızın metabolizmanızı daha da hızlandırmanıza yardımcı olacaktır.
9. Tuz tüketiminizi azaltın, Özellikle yaz aylarında, sıcaklığında artması ile birlikte ödem oluşma riski artacaktır. Başta tuz olmak üzere turşu gibi yiyecekler ödem oluşturabileceğinden tüketim miktarına dikkat edilmelidir.
10. Besin zehirlenmelerine dikkat edin, Sıcaklığın artmasıyla birlikte gıdaların bozulma riskide artacaktır. Bu nedenle besinleri uygun koşullarda saklamaya ve son kullanma tarihlerine bakmaya özen gösterin.
Dyt. Sernaz Çakır
Bel ve Karın Bölgesindeki Yağları Eritmenin İp Uçları...
1- Alkol ve tatlı tüketimini sınırlayın. Aşırı yağlı yiyeceklerden sakının, bol yoğurt tüketin. Özellikle gece atıştırmaları ve akşam yemeğinden sonra tüketeceğiniz tatlıların belinizde birikeceğini de unutmayın. Biradan uzak kalın.
2- Yürüyüşlerin dışında haftada 2 ya da 3 sıklıkla 10’ar dakikadan toplam 20 veya 30 dakikalık bölgesel direnç çalışmaları ile karın bölgesinde bulunan yağların daha hızlı yanmasını sağlarken diğer taraftan da karın kaslarını güçlendirerek bölgenin sıkılaşmasını sağlayabilirsiniz.
3- Egzersizi sevmiyorsanız: Her sabah uyandığınızda camınızı açın temiz bir havada 30 kere karnınızı şişirerek derin bir nefes alın, 2-3 sn. burundan aldığınız bu nefesi tutun, sonra yavaşça burun ya da ağızdan, soluduğunuz nefesi bırakın. Aynı uygulamayı akşam yatmadan öncede 30 kere tekrarlayın. Masa başında ofis ortamındaysanız arkanıza yaslanmadan karnınızı içeri çekin, göğsünüzü öne doğru bırakın, oturabildiğiniz kadar her gün bu pozisyonda çalışın.
4 - Haftada 3 ya da 5 kez, 30 – 60 dakikalık tempolu yürüyüş ile karın bölgesinde birikmiş olan yağları yakmaya başlarsınız.
Yeşil Eriğin Vucudumuza Faydaları...
1- Sindirimin düzenli ve yeterli ölçüde çalışmasını sağlar, kabızlığı önler. Yeşil erik sindirilebilir lif açısından zengin olduğundan, mide gazı, kabızlık ve gaz problemine karşı etkilidir.
2- Bağışıklık sisteminin oluşmasında ve korunmasında yardımcıdır.
3- Düzenli olarak yeşil erik yemek diş etlerini güçlendirir. Diş sağlığının oluşmasında ve korunmasında etki gösterir.
4- Demir eksikliğini önlemede ve tedavi sürecinde yardımcıdır. Yeşil erik vücudun kan yapmasına yardımcı olur. Ayrıca, anemi gibi kırmızı kan hücrelerinin eksikliği ile ilgili hastalıklar erikteki zengin C vitamini ve demir içeriği nedeniyle engellenmekte etkili olmaktadır.
5- Fit ve sıkı bir vücut için erik birebir. Bağ dokusunu güçlendirmede ve böylece daha sıkı bir vücuda sahip olmada yeşil erik etkilidir. C vitamini insan vücudunda bağ dokularının sıkı kalmasında yardımcı olur. Böylece vücudunuzun sıkı, genç, sağlıklı ve uygun görünümlü olmasında yardımcıdır.
6- Kilo vermek istediğinizde de yeşil erik tüketin. Yeşil erik tükettiğinizde kan şekeri düzeyleri olumlu etkilenir. Erik yedikten sonra kan glikozu ortada görünmektedir. Kan şekeri ne kadar dengeli seyrederse kilo vermek o kadar dengeli ve sürekli olur.
7- Vücut içi hasarını önler. Yeşil erik yüksek miktarda antioksidan içerdiği için beyin ve kandaki hücrelerin zarar görmesini önler.
8- Akciğerlerin bakımı ve sağlığında etkilidir. Yeşil erik yiyenlerin astım, akciğer kanseri, soğuk algınlığı, öksürük ve çok kronik akciğer sorunları gibi akciğer sorunlarından uzak kaldığı araştırmalarca saptanmıştır.
9- Yaşlılarda düzenli olarak yeşil erik tüketmenin görme sorunlarını önlediği düşünülmektedir.
18 Aralık 2012 Salı
Hamilelikte Ekmek Tüketimi Sağlıklı Bebek İçin Gerekli...
Bitlis Eren Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aziz Aksoy, ekmek ve tahıl ürünlerinin zengin karbonhidrat içeriğiyle bebeklerin önemli besin kaynaklarından biri olduğuna dikkati çekerek, " Hamilelik döneminde anne adayları yeteri kadar ekmek tüketmeli." dedi.
Devamı için tıklayın...
Sağlıklı beslenmede 10 altın kural...
Uzmanlar sağlıklı yaşamak için sağlıklı beslenmenin şart olduğunu söylüyorlar. Peki sağlıklı beslenme denilince ne anlıyoruz. Bu kurallar nelerdir?
1- Tükettiğimiz gıdalar çeşitlilik göstermelidir. Yani tüm besin gruplarından ayrı ayrı ihtiyacımız olan tüm yiyecekleri tüketmeliyiz.
2- Tüketilen gıdaların kalorileri ve verdikleri enerji bilinmelidir. Güçsüz kalmamak için yakacağımızdan çok az, kilo almamak içinse yakabileceğimizden çok fazla kalori alınmamalıdır.
3- Gün içinde alınacak toplam besinler mümkün olan en fazla öğün sayısına bölünerek alınması gerekir.
4- İnsan vücudunun devamlılığını sağlayacak kadar protein mutlaka tüketilmelidir. Protein hayvansal gıdalarda bulunur.
5- Yağlar hiç almama şeklinde değil, sınırlı tüketilmelidir. Sağlıklı yağlar tercih edilmelidir.
Devamı için tıklayın...
Sağlıklı hücreler için folik asit....
Folik asitin faydaları nelerdir?
Folik asit fasulye ve asparagus gibi pek çok yeşil yapraklı sebzede bulunan bir B vitaminidir. Folik asit aynı zamanda hap olarak da satılmakta ve folik asit eksikliği olan kişiler tarafından tüketilmektedir. Folik asit özellikle sağlıklı hücre gelişiminde önemli bir rol üstlenmektedir.
Folik asit fasulye ve asparagus gibi pek çok yeşil yapraklı sebzede bulunan bir B vitaminidir. Folik asit aynı zamanda hap olarak da satılmakta ve folik asit eksikliği olan kişiler tarafından tüketilmektedir. Folik asit özellikle sağlıklı hücre gelişiminde önemli bir rol üstlenmektedir.
Folik asit aynı zaman B6 vitamini ve B12 vitaminiyle gruplanarak, kanda bulunan homosistein seviyesini düşürür ve kalp ve damar sağlığını güçlendirir.
Homosisteinin aşırı yükselmesi koroner kalp hastalıkları, felç ve vasküler hastalıklar (damar hastalıkları) riskini yükseltir.
Kalp ve damar hastalıkları riskini düşürmek için her gün mutlaka yarım saat yürüyüş yapmak şarttır.
Devamı için tıklayın...
Kış sebzeleri çorbası...
1 orta boy patates
1 orta boy kereviz
2 litre sıcak su
30 gr tereyağı
1 çorba kaşığı un
1 tatlı kaşığı kuru nane
Tuz, kırmızı pul biber
Kıyılmış maydanoz
Tarif için tıklayın...
17 Aralık 2012 Pazartesi
Kivi'nin bilinmeyen yönleri...
Kivinin özellikle C ve E vitamini ile kalsiyum, magnezyum ve
fosfor gibi mineraller yönünden zengin bir meyve olduğunu ifade eden
Akbulut, şunları söyledi:
“Kivi demir yönünden de son derece zengin bir meyvedir, bu pek bilinmiyor. Kivinin son yıllarda kış aylarında sıkça tüketilmesi tavsiye ediliyor. Kivi, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, vücudun zinde kalmasını sağlamaktadır. Lif açısından zengin olduğu için sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırmakta, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun direncini artırmaktadır. Kış aylarında günde en az iki kivi tüketilmesini tavsiye ediyoruz.”
Kivinin taze olarak tüketiminin yanında meyvelerin işlenmesi ile püresinin de yapılabildiğini kaydeden Akbulut, “Kivi'den meyve konsantresi, çayı, meyve suyu, reçel, marmelat, pekmez ve sirke türü gıda ürünleri elde edilmektedir. Bunlara ek olarak sabun, krem, şampuan gibi çeşitli kozmetik ürünler ve kişisel bakım ürünlerini içeren geniş bir yelpazedeki ürünlerin içerisinde meyvelerden elde edilen yarı mamullerin de kullanıldığı bilinmektedir” dedi.
Devamı için tıklayın...
“Kivi demir yönünden de son derece zengin bir meyvedir, bu pek bilinmiyor. Kivinin son yıllarda kış aylarında sıkça tüketilmesi tavsiye ediliyor. Kivi, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, vücudun zinde kalmasını sağlamaktadır. Lif açısından zengin olduğu için sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırmakta, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun direncini artırmaktadır. Kış aylarında günde en az iki kivi tüketilmesini tavsiye ediyoruz.”
Kivinin taze olarak tüketiminin yanında meyvelerin işlenmesi ile püresinin de yapılabildiğini kaydeden Akbulut, “Kivi'den meyve konsantresi, çayı, meyve suyu, reçel, marmelat, pekmez ve sirke türü gıda ürünleri elde edilmektedir. Bunlara ek olarak sabun, krem, şampuan gibi çeşitli kozmetik ürünler ve kişisel bakım ürünlerini içeren geniş bir yelpazedeki ürünlerin içerisinde meyvelerden elde edilen yarı mamullerin de kullanıldığı bilinmektedir” dedi.
Devamı için tıklayın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)